Ankara Barosu, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun diploma iptali ve tutuklanması sonrası Cumhuriyet ve Hukuk Yürüyüşü düzenledi. Ulus’ta başlayan Kızılay’da sona eren yürüyüşe binlerce avukat katıldı. Savunma hakkının sistematik olarak ihlal edilmekte olduğuna vurgu yapan Ankara Barosu Başkanı Mustafa Köroğlu’nun açıklamasından satır başları şöyle:
– Türkiye derin bir yargı ve yürütme krizi içinde. Anayasa Mahkemesi kararları tanınmamakta, savcılar iddianame bile hazırlamadan hüküm niteliğinde açıklamalar yapmaktadır.
– Basın, seyahat, toplantı ve gösteri hakları idari kararlarla gasp ediliyor. Yargı kararları bağımsızlık ve tarafsızlık ilkeleri yerine siyasi talimatlarla şekillendiriliyor. İstanbul Barosu Başkanı ve Yönetim Kurulu’nun görevden alınması hukukun üstünlüğüne doğrudan bir saldırıdır.
– Bağımsız ve tarafsız yargı ile hukuk düzenini yeniden tesis etmeliyiz. Unutmayın, bağımsız ve tarafsız yargıya bir gün herkesin ihtiyacı olacak.
ANKARA – Avukatlar, “İtaat etme hakkını savun”, “Gün gelecek, devran dönecek, AKP halka hesap verecek” sloganları attı. Osmaniye, Samsun ve Tekirdağ baroları da yürüyüş düzenledi.
RUTİN HALE GELDİ
– Gizli tanık beyanlarına dayalı soruşturmalar, özgürlüğü bağlayıcı tedbirler ve ifade özgürlüğü üzerindeki baskılar artık rutin hale gelmiştir. Soruşturma dosyaları taraflardan gizlenirken basına servis edilmekte, savunma hakkı sistematik olarak ihlal edilmektedir. Bu sözde hukuk anlayışının ülkemize ve kurucu değerlerimize verdiği zarara yabancı değiliz.
– Hukuk bir güvence sistemidir. Baskı aracı olarak kullanılamaz. Barolar özgürlüklerin kaleleridir ve o kaleler asla yıkılmayacak.
KUMPAS DAVALARI HAFIZALARDAN SİLİNMEDİ
Ergenekon ve Balyoz’u unutma
Kumpas davalarını hatırlatan Köroğlu, şöyle devam etti: Balyoz ve Ergenekon davalarının yarattığı tahribat hafızalarımızda taptaze duruyor. Bugün benzer bir hukuksuzluk düzeni dayatılmaktadır. Hak iadesine müdahale meşrulaşmakta, adaletin yerine siyasal hesaplar geçmektedir. Bu hukuksuzluğun sonuçları ortadadır. Seçilmiş yöneticiler, siyasi liderler ve meslek örgütü temsilcileri keyfi şekilde görevden alınmakta ve tutuklanmaktadır. Masumiyet karinesi yok sayılmakta, adil yargılanma hakkı gasp edilmektedir.
Hacettepe akademisyenleri, öğrencileriyle omuz omuza…
Hacettepe’de topyekün eylem
OrtadoğuTeknik Üniversitesi’nden (ODTÜ) sonra Hacettepe Üniversitesi öğretim üyeleri ve öğrencileri de birlikte eylem yaptı. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasının ardından üniversitelere yayılan eylemler genişledi. Hacettepe Üniversitesi önündeki eylemde, “Akademik özgürlük, toplumsal barış” çağrısı yapıldı ve “Adalet İstiyoruz. Karanlık Gidecek Biz Kalacağız” pankartları açıldı.
KUTUPLAŞMA VURGUSU
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim üyeleri, üniversitelerin akademik özgürlük ve bilimsel çalışma ortamının korunması gerektiğini vurguladı. Açıklamada, “Toplumsal kutuplaşmayı derinleştirecek adımlara karşıyız’’ denilerek şu görüşlere yer verildi:
‘’Üniversiteler, öğrencilerin gelişimini desteklemek ve bilim üretmek için vardır. Oluşturulan gündem ise geleceğe dair umutları gölgelemektedir. İstanbul’da başlayan tüm ülkeye yayılan süreç ve gözaltılar toplumsal barış ortamını zedeliyor. Hak aramak, görüş ifade etmek insan hakkıdır. Ayrım olmaksızın hak ve hukukun en üst perdeden istendiği, adaletin ön koşulsuz yaşandığı kurumlardır. Demokrasinin olduğu, hukukun işlediği, anayasal hakların güvence altında olduğu bir ülkede, halkımıza sağlık sunmak, sağlıklı ve güvende yaşamak istiyoruz. Hukuk ve demokrasi herkes içindir”
Yürüyüşe katılan şehit çocuğu yurttan atıldı
Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi’nde İngilizce Öğretmenliği okuyan Görkem Akşit, hükümete karşı protestolar sürerken, öğrenci Whatsapp grubuna, şu satırları yazdı: “Arkadaşlar, bütün ülke genelindeki üniversite arkadaşlarımız yapılan haksızlıklara karşı direnirken, burada böyle oturmak benim kanıma dokunuyor.”
BABASI ŞEHİT POLİS
Mesaj, Akşit’in kaldığı KYK yurdu yöneticilerine bildirilince skandal bir olay yaşandı.
Polis memuru babası 2011’de şehit edilen öğrenci yurttan atıldı. Görkem Akşit’in güvenlik görevlisi tarafından binadan çıkarıldığı görüntüler büyük tepki gördü.
Skandalı TBMM’ye taşıyan CHP Genel Başkan Yardımcısı Murat Bakan, Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak’a sordu: “Vatanı için canını feda etmiş bir şehidin evladının yaptığı bir paylaşım nedeniyle öğrenci yurdundan çıkarılması nasıl izah edilmektedir? KYK yurt müdürü Murat Artar’ın geçmişte güvenlik görevlisi olarak çalıştığı ve kısa sürede yurt müdürü yapıldığı iddiaları doğru mudur?”
