Parasal sıkılaştırmanın faturası kamuya… İç borçlanmada rekor

Parasal sıkılaştırma politikasının enflasyonu düşürme, cari açığı kontrol altına alma hedefli eğilimi kamu açıklarındaki büyümeye ivme kazandırdı. Uluslararası piyasalarda güven ve likidite sorunları dış kaynak musluklarının yeterince açılmamasına, bu da hızla büyüyen bütçe açıklarının finansmanı için iç borçlanmaya gidilmesine neden oldu. Kamu açıklarından yaşanan hızlı büyümenin yarattığı finans­man ihtiyacı rekor iç borçlanmayı beraberinde getirdi.

Konuyu köşesine taşıyan Dünya gazetesi yazar Naki Bakır, “Hazine’nin ilk yedi aydaki iç ve dış toplam anapara borç geri ödemesi 813,9 milyar, toplam yeni borçlanması 2 trilyon 536,6 milyar ve net borçlanması 1 trilyon 722,7 milyar lira olarak gerçekleşti.” dedi.

Bakır’ın “İç borçlanma tam gaz, dış borçta kısıt” başlıklı yazısı şöyle:

Merkezi yönetim bütçesinde ilk yedi ayda verilen 1,4 trilyon liralık nakit açığının finansman ihtiyacı, beraberinde rekor borçlanmayı getirdi.

Yüksek iç borçlanma maliyetlerinin de etkisiyle büyümesi hızlanan merkezi yönetim borç stoku temmuz sonu itibarıyla 12 trilyonu aşarak tarihi zirveye ulaştı. Hızlı büyümeye devam eden kamu açıklarının finansman ihtiyacı iç borçlanmayı adeta şahlandırdı. Yılın ilk yedi ayındaki net iç borçlanması 1,6 trilyon lira ile geçen yılın aynı dönemindeki seviyesini ikiye katlayan mer­kezi yönetimin net dış borçlanma­sı ise sadece 113,4 milyar lira oldu ve 2024’ün eş dönemindeki tutarın yüzde 23,9 altında kaldı.

KAMU AÇIKLARI BÜYÜDÜ

Ekonomiyi rasyonel zemine oturtmak amacıyla başlatılan parasal sıkılaştırma esaslı ekonomik programın iki yıllık uygulama dönemi geride kalırken, enflasyonu düşürme, cari açığı kontrol altına almadaki başarısı somutlaştı. Ancak bu dönemde kamu açıklarındaki büyüme ivme kazandı. Uluslararası piyasalarda güven ve likidite sorunlarının yeterince aşılamaması nedeniyle dış kaynak muslukları yeterince açılmadığı için Türkiye, hızla büyüyen bütçe açıklarının finansmanı için iç borçlanmaya yüklendi.

Finansmanın ağırlıklı olarak dev­let iç borçlanma senetleri (DİBS) üzerinden iç borçlanma ile karşılan­ması, program döneminde aşırı yük­selen ve aralıkta başlatılan indirim sürecine rağmen hala yüksek platoda yer alan faiz oranları nedeniyle ma­liyetleri artırdı, bu da borç stokunda büyümeyi hızlandırdı.

Kamunun iç piyasadan borçlanma talebi, özel sektörün kaynak kullanı­mı imkanını daraltıp borçlanma ma­liyetlerini de artırarak ekonomik akti­viteyi baskıladı.

YEDİ AYDA 1,4 TRİLYON TL BÜTÇE NAKİT AÇIĞI

Merkezi yönetim bütçesi ocak-tem­muz döneminde 1 trilyon 4,3 milyar lira açık verirken, aynı dönemdeki na­kit açığı ve bunun finansmanı için gi­dilen borçlanma çok daha yüksek tu­tarlarda gerçekleşti. Bütçe emaneti ve avanslar kalemlerindeki toplamda eksi (-) 397,8 milyar liralık hareketle birlikte merkezi yönetim bütçesinin nakit açığı yedi ayda 1 trilyon 402,1 milyar liraya ulaştı. Geçen yılın aynı dönemine göre bütçe açığı yüzde 19, nakit açığı yüzde 23,8 büyüdü.

Bütçe nakit açığındaki büyüme­de, bu dönemde vadesi gelen iç ve dış borçlar dolayısıyla gerçekleştirilen yüklü faiz ödemeleri etkili oldu. Ha­zine’nin ilk yedi aydaki toplam faiz ödemesi yüzde 86,7 artışla 1 trilyon 246 milyar liraya ulaştı. Bunun da bü­yük bölümünü, iç borç faiz ödemele­ri oluşturdu. Yedi ayda iç borçlar için yapılan faiz ödemesi geçen yılın ay­nı dönemine göre 108,6 artışla 937,9 milyar liraya ulaştı. Hazine’nin aynı dönemde dış borçlar için faiz ödemesi ise yüzde 26,3 artışla 159,4 milyar lira oldu, iskonto ve kısa vadeli işlemler dolayısıyla da 148,8 milyar liralık faiz ödemesi gerçekleştirildi.

Faiz ödemeleri hariç tutuldu­ğunda merkezi yönetim bütçesinin ocak-temmuz döneminde 241,7 mil­yar lira fazla verdiği dikkati çekti. Ge­çen yılın aynı döneminde faiz hariç de 177 milyar liralık açık verilmişti.

YEDİ AYLIK BORÇLANMA: BRÜT 2,5 TRİLYON NET 1,7 TRİLYON TL

Hazine ilk yedi ayda yüklü faiz öde­melerinin de etkisiyle oluşan rekor na­kit açığını büyük oranda iç borçlanma ile finanse etti. Bu dönemde iç borç­larda 519,5 milyar liralık anapara itfasına karşılık 2 trilyon 128,8 milyar liralık yeni borçlanmaya giden Hazi­ne, net bazda 1 trilyon 609,3 milyar li­ralık iç borçlanma gerçekleştirdi. Aynı dönemde dış borçlarda 294,4 milyar liralık anapara geri ödemesi gerçek­leştiren, 407,8 milyar liralık da ye­ni kullanıma giden Hazine’nin ne dış borçlanması ise sadece 113,4 milyar li­ra oldu ve geçen yılın aynı döneminde­kine göre yüzde 23,9 daha düşük kaldı.

Bu gelişmelerle Hazine’nin ilk yedi aydaki iç ve dış toplam anapara borç geri ödemesi 813,9 milyar, toplam yeni borçlanması 2 trilyon 536,6 milyar ve net borçlanması 1 trilyon 722,7 milyar lira olarak gerçekleşti.

BORÇ STOKUNDA YENİ ZİRVE

Merkezi yönetimin toplam iç ve dış borç stoku, ocak-temmuz döneminde net 2 trilyon 787,9 milyar lira artarak 12 trilyon 45,3 milyar liraya ulaştı. Temmuz sonu itibarıyla stokun 6 trilyon 885,1 milyarını iç, 5 trilyon 160,1 milyar lirasını ise dış borçlar oluşturdu. İlk yedi ayda iç borçlar yüzde 38,8 oranında net 1 trilyon 925,2 milyar, dış borçların ulusal para cinsinden tutarı ise yüzde 20,1 oranında 862,6 milyar lira arttı. Bu dönemdeki yüzde 14,9’luk kur artışından arındırıldığında, dış borçlarda dolar cinsinden artış sadece yüzde 4,5 olarak bulundu.

Program öncesinde merkezi yönetimin iç ve dış borçlarının hacmi yaklaşık olarak eşitken, 26 aylık uygulama döneminde iç borçlardaki hızlı büyümeye bağlı olarak makas açıldı. Faizlerin düşük düzeyde bulunduğu Mayıs 2023 sonundan bu yılın temmuz sonuna kadar olan dönemde ise merkezi yönetim borç stoku yüzde 154,3 oranında net 7 trilyon 309,3 milyar liralık bir büyüme kaydetti. Stokta bu dönemdeki büyüme esas olarak iç borçlardan kaynaklandı. Anılan 26 aylık dönemde iç borç stoku yüzde 193,2 oranında net 4 trilyon 537 milyar lira, dış borç stokunun TL cinsinden karşılığı ise yüzde 116,1 oranında net 2 trilyon 772,2 milyar lira büyüdü.

You May Have Missed